Yıldız Holding
Başarı

Sevgili gençler, kendinize gelin

 

Bugün 19 Mayıs.
Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı.
Bugün, öylesine özel bir gün ki, belki de günlerce konuşulmalı ve asla unutulmamalıdır.
Sevgili gençler, özellikle sizlere seslenmek istiyorum.
Lütfen bu yazıyı dikkatle okuyun ve sizleri körelten, nefret hücreleri haline getiren girdaptan kendinizi kurtarmaya çalışın. Tek başınıza başaramıyorsanız ailenizden, çevrenizden yardım alın ve özünüze, kendinize dönün.
Evet sevgili gençler, 19 Mayıs 1919’da Atatürk, Samsun’a ayak basarak tam bağımsızlık mücadelemizi başlattı. Bir ulus, ateşten gömleği giymek pahasına özgürlüğüne sahip çıktı.
19 Mayıs olmasaydı, belki de bugün ne ana dilimizi konuşabilecek, ne de gölgesine sığınacak bir bayrağımız olacaktı.
Bu mücadeleyi kazanmak bir yana dursun, başlamak bile cesaret işiydi.
Düşünün ki, karşınızda tepeden tırnağa zırhla kaplanmış bir düşman ordusu varken; havada, karada, denizde her türlü üstünlüğü elinde tutarken, bizlerin ayağına giyecek ayakkabısı, düşmana mermi atacak doğru dürüst tüfeği bile yoktu.
Peki, Atatürk deli miydi? Bu millet kafayı mı yemişti?
Daha baştan kaybedilmiş gözüken bu savaşa ölümüne girmeyi planlamışlardı?
Elbette hayır. Başta da belirttiğim gibi özgürlüğe bağlılık, işte tam da böyle birşeydi.
Ve bizi zafere ulaştıran da, tanka, topa, tüfeğe karşı başarılı kılan da bu bağlılık oldu.
Tarih kitaplarını açıp, okuyun. Her yerinde bu mücadelenin baş kahramanlarının da gençler olduğu yazılır.
Bu nedenledir ki, Atatürk de Kurutuluş Savaşı kazanılıp, Türkiye Cumhuriyeti ilan edildikten sonra, bu mücadelenin başladığı günü gençlere armağan etmiş, geleceğimizi korumayı gençlere vermiştir.
Sevgili gençler, günümüze bakıyorum. Hemen her yerde, her okulda akran zorbalığı, ölümler ve şiddet var.
Birkaç ay önce, arkadaşlarının sınıfta uyguladığı işkence nedeniyle derslerine girmeyen, geleceğini karartan bir gencin hikayesini, annesinin yanaklarından süzülen gözyaşlarından duymuştuk.
Ne oldu o çocuğa? Zorbalığı yapanlar şimdi nerede?
Önceki gün de 16 yaşında bir öğrenci, İzmit’in göbeğinde yine arkadaşları tarafından darp ediliyor ve 19 Mayıs’ın yıldönümünü kutlarken. Bu gencimizin beyin ölümü gerçekleştiği haberi geliyor.
Allah aşkına, durun ve kendinize bakın. Televizyonda izlediğiniz her görüntüye, her tipe inanmayın.
Aslında bu olayların baş suçlusu olan bu dizileri hayatınızdan çıkarın.
Gündeme bakıyorum.
İçimiz dışımız siyaset. Var mı bu gençlere ne olacak diyen? Gerçekten sorunlarıyla ilgilenen.
Evet, gençler. Yine iş size düşüyor. Kendinizle baş başasınız. Bu kez düşman dışarıdan değil, içinizden, içerden geliyor. Bu düşmanı yenmek için silaha, topa, tüfeğe değil, yüreğinizdeki sevgiye ihtiyacınız var.
Ne olur bu öfkeyi, bu kini içinizden söküp atın. Birbirinize bağlanın, sıkı sıkıya sarılın. Yarın dışarıdan gelen bir saldırıda en çok buna ihtiyacınız olacak.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu