Başarı

Tahir Büyükakın’ın açıklaması ve şehrin konuştukları

 

17 Ağustos’u yaşayan bizler, Türkiye’de ne böyle bir felaket yaşanmıştır ne de bir daha böylesi büyük bir afet yaşanır sanıyorduk.
Ta ki, takvim yaprakları 6 Şubat 2023’ü gösterene kadar. Ülkemizin Güneydoğu bölgesi, sabaha karşı olduğu gibi sarsıldı.
Aynı bölge öğleden sonra aynı şiddetle bir kez daha yerinden oynadı.
Sanki yer kabuğu, üzerinde ne dikili bir ağaç, ne de taş üstünde taş kalsın istemiyor gibi sirkeledi insanlığı.
Binlerce, onbinlerce insanımızı kaybettik. Yaralıların sayısı yüzbinleri aşıyor. Depem nedeniyle evini, yurdunu terk edenler milyonları buldu.
İşin maddi kaybını, sosyal etkilerini, alt üst olmuş yaşamları daha hesaba katmadık.
Doğanın bu yıkıcı gücünü elbette durduramayız.
Ama bir gerçek var ki, tedbir alabiliriz.
17 Ağustos’tan sonra da çok sık tekrarladığımız ama bir türlü başaramadığımız bu tedbirleri artık hayata geçireceğimize, insana paradan daha çok değer vereceğimize inanmak istiyorum.
İşte gördük, kefenin cebi yok. Bu dünya malı burada kalıyor. Geride kalanlar kaybettiği mala, mülke değil; evladına, anasına, babasına, eşine yanıyor.
Öyleyse koruyalım sevdiklerimizi.

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç.Dr.Tahir Büyükakın, geçenlerde bir açıklama yaptı.
Kuzey Marmara Fay Hattı üzerinde bulunan Kocaeli’deki yapıların yarısından fazlasının 17 Ağustos depremi görmüş, yorgun binalar olduğunu söyledi. Ve samimi bir ititafta da bulunarak, bu binaların yıkılıp, deprem yönetmeliğine uygun şekilde yeniden inşa edilmesinin 170 milyar TL tutacağını ve bunu belediye olarak tek başlarına karşılayamayacaklarını açıkladı.
Tahir Başkan bu açıklamayı deprem bölgesinden yaptı. Neredeyse depremin ilk gününden beri orada, o acıları bire bir yaşadığı bir ortamda bu sözleri sarfetti.
Mutlaka kulak kabartılması, tartışılması bir konuydu. Hatta tek gündemimiz bu olmalıydı.
Bunun yerine şehirde ne konuşulduğuna bakıyorum.
Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeyntinoğlu’nun sanki bütün sorunlar bitmiş de, tek dert depremzedelerin istihdamı kalmış gibi, “Depremzedeleri işe almayın” şeklindeki duygusuz, kalpsiz, vicdansız ve sadece işin maddi yönünü ele alan açıklamasını tartıştık.
Demir tavında dövülür.
Büyükakın’ın bu açıklamasından sonra iktidarı, muhalefeti ile bu projenin olgunlaşması, alternatif kaynaklar düşünülmesi gerekirken, CHP grup başkanvekili Engin Taşdemir’in, Büyükakın’ı hedef alan “Bakın, başarısızlıklarını itiraf ediyor” sözleriyle konuyu siyasetin vıcık vıcık zeminine kaydırdık.

Evet, Türkiye bir deprem ülkesi.
Biz 17 Ağustos’tan sonra bir daha böyle bir felaket yaşanmaz diyorduk.
Ama Kahramanmaraş depreminden sonra, yaşadığımız felaketin, acının devede kulak olduğunu gördük.
Şimdi, bir daha Kahramanmaraş gibi afet olmaz dersek, Allah korusun belki de çok yakında daha büyük bir felaketle karşı karşıya kalabiliriz.
Öyleyse ne olur, para hırsını, siyaseti bir kenara bırakalım.
Bu şehirde bir tane bile yamuk, çarpık, depreme dayanıksız yapı kalmaması için hep birlikte çalışalım.
Bırakalım maddi endişelerimizi, siyasi ikballerimizi. İnsanımızı koruyalım, vatandaş için endişelenelim.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu