Bülent Sadıkoğlu’na benden çağrı
Bülent Sadıkoğlu’na benden çağrı
İzmit Erenler Mahalle Muhtarı Yaşar Eker, 15 Mart’ta vefat etti.
Toprağı bol, mekanı cennet olsun; İzmit’in marka olmuş muhtarlarından biriydi. Güleryüzlü, herkesin derdiyle ilgilenen, görev aşığı biriydi. Yaptığı işe öylesine bağlıydı ki, ilerlemiş yaşına rağmen muhtarlığa gelmeden edemiyordu, hayata da masasının başındayken veda etti.
Bu vesile ile anmadan edemeyeceğim, elimizde fotoğraf makinesi, haber peşinde koştuğumuz dönemlerde hemen her gün kapısını çaldığımız, aynı dönemin muhtarlarından, Mehmet Ali Paşa Mahalle Muhtarı Mehmet Kanpara amcamız var. Kendisine de buradan sağlık, sıhhat, uzun ömür diliyor, ellerinden öpüyorum.
Yaşar Eker’in vefatından sonra yasa gereği yerine yeni bir muhtar seçilmesi gerekiyor. Bunun için gerekli hazırlıklar yapıldı, bu hafta sonu, 5 Haziran Pazar günü muhtarlık seçimi yapılacak.
Takip ediyorum, iki yıllık görev için çok sayıda muhtar adayı var. Her biri, Yaşar Eker’in ardından koltuğu doldurmak için yarış içinde. Bildiğin, kıyasıya bir yarış başlamış durumda.
Pazar günü ipi kim göğüsleyecek, sandığa katılım nasıl olacak merak ediyorum.
İzmit Erenler Mahallesi, İzmit’in küçük ölçekte bir yansıması.
Kozmopolit, dar gelir grubu da, orta sınıf vatandaş da var. Farklı illerden göçüp gelmiş, farklı etnik kimliğe mensup vatandaşlar var.
Burada yarışı kim kazanacak, hep birlikte bekleyip göreceğiz.
Ancak benim dikkatimi çeken ve son günlerde ulusal basına da konu olan bir durum söz konusu.
Adaylar arasında biri var ki, bu özgüveni ve cesareti nasıl buldu merak ediyorum.
Sizler de okumuşsunuzdur.
Bu kişi, 8 ay önce otomobiliyle polis memurunu sürükleyip yaralayan Bülent Sadıkoğlu.
Önce olayı hatırlatayım: Bülent Sadıkoğlu, bundan 8 ay önce 06 CHP 50 plakalı otomobiliyle polisin kontrol noktasında durmuştu.
Kendisinden ehliyet ve ruhsat gösterilmesi istendiği esnada gaza basarak kaçan Sadıkoğlu, aracı durdurmak için kapıya tutunan polis memurunu da sürüklemiş ve omzunun kırılamasına sebep olarak kaçmıştı.
Üç ay cezaevinde kaldıktan sonra çıkan Sadıkoğlu, şimdi muhtar adayı olarak karşımızda.
Seçim kanunu bu duruma engel değil mi, bilemiyorum. Ama kısa süre önce böyle bir olayla anılan Sadıkoğlu’nun cezaevinden çıkar çıkmaz muhtar adayı olması beni şaşırttı.
Daha şaşırtıcı olan, bu konuya ulusal basın kadar yerel basının değinmiş olmaması ve Sadıkoğlu’nu normal bir aday gibi halka tanıtıyor olmasıdır.
Gördüğüm ve anladığım kadarıyla olayın bu kısmı yereldeki arkadaşlarımız ve yorumcular tarafından ıskalanıyor.
Sadıkoğlu, polis memurunu sürükleyip, yaralanmasına neden olduğu kazayla ilgili “Şeker hastasıyım, panikledim, gaza bastım” diyor.
Düşünsenize, her gün yüzlerce kişiyle uğraşacaksınız. Anlayanı var, anlamayanı var. Biri gelip de Sadıkoğlu’nu çileden çıkarsa, “şekerim var” diyerek ne yapmaz?
Muhtarlara silah taşıma ruhsatı bile veriliyor. Sadıkoğlu, şekerine yenik düşüp, bir gün bu silahı çekse, zamanında dur demeyenler de vicdan azabı çekmez mi?
Sadıkoğlu, basın mensupları arasında sevilen biri olabilir.
Ama yaşadığı olay daha çok tazeyken, ona uyarıda bulunmak bence gerçek dostluk göstergesi olurdu.
Ben kendisini hiç tanımıyorum ama iyiliği için, gel bu sevdadan vazgeç diyorum.