Ali Korkmaz’a yapılan haksızlık
Kocaeli Kent Konseyi Başkanı Ali Korkmaz’ı bu şehrin çok sevdiğini, saygı duyduğunu, herşeyden önemlisi sözüne güvendiğini düşünüyorum.
Asıl mesleği öğretmenlik. Kendini eğitime adamış, bu konuda sürekli yatırımlar yapmış ve kendini geliştirmiş biri.
Dershaneler açmış. Okul öncesi eğitim kurumları kurmuş. Şimdi de özel bir okulun başında bulunuyor.
Ali Korkmaz’ın aynı zamanda siyasi bir kimliği de var. AKP’nin uzun yıllar merkez ilçe başkanlığını yapmış; partisinden milletvekili ve belediye başkan aday adayı olmuş.
Ama Ali Korkmaz, bugüne kadar siyaseti işine hiç karıştırmamış. Okullarında her görüşten, her kesimden öğretmenler çalışmış, öğrenciler eğitim almış.
Parti ismi vermeyeceğim ama sağdan da soldan da verdiği eğitimden faydalanmak isteyen binlerce veli olmuş.
Ali Korkmaz’ın yaklaşık 2 yıldır yeni bir görevi daha bulunuyor: Kocaeli Kent Konseyi Başkanlığı.
Bu görevi de ismine yakışır, layıkıyla yerine getirdiğini düşünenlerden biriyim.
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’la tam bir uyum içinde.
İzmit’in köylerinde asırlar boyu süren bir gelenek olan ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin himayesinde yarın 2.si kutlanacak Kaz Bayramı’nın ortaya çıkarılmasında büyük payı var.
Böylesine başarılı bir ismin geçtiğimiz günlerde bir haberde adının yer aldığını görünce açıkçası çok şaşırdım.
Yayın hayatına yeni başlayan Nokta Gazetesi’ndeki habere göre -ki, bu haber görüntüyle de desteklenmiş- Ali Korkmaz’a bir sokak röportajında mikrofon uzatılarak, “Kemal Kılıçdaroğlu mu, Recep Tayyip Erdoğan mı?” diye soru sorulmuş.
Kent Konseyi Genel Sekreteri Sedat Köse ile birlikte yürüyen Ali Bey, bu soruya “Teşekkür ederim” diye karşılık verip, yoluna devam etmiş.
Vay sen misin bunu diyen!
Haberde belirtildiğine göre, yıllarca AKP Merkez İlçe Başkanlığı yapan Ali Korkmaz bu soruya neden “Recep Tayyip Erdoğan” dememiş diye parti tabanından tepkiler yükselmiş.
Hayretler içinde kaldım.
Bir insanı harcamak bu kadar mı kolay olur diye düşünmeden edemedim?
Ali Korkmaz’ı eleştirenlere buradan şu soruları sorarak, samimiyetlerini ölçmek istiyorum:
1-Ali Korkmaz, bugün bulunduğu konum itibarıyla tarafsız gözükmek zorunda mı, değil mi?
2-Ali Korkmaz, daha önce defalarca partisinden milletvekili ve belediye başkan aday adayı olup, hak ettiği halde aday gösterilmeyip, bugün bu göreve yine partisi tarafından getirildi mi, getirilmedi mi?
Elindeki en kıymetli aday adayını, aday göstermeyip harcamaya kalkanlar, şimdi kalkmış sen tarafsız ol diye getirdikleri bu görevde “Neden Recep Tayyip Erdoğan deyip, tarafını belli etmedin?” diye kendisini eleştiriyor.
Kusura bakmayın da, bu bana hiç samimi gelmiyor. Hatta ileri gidiyorum, bu eleştirileri yapanları art niyetli buluyorum.
Bana göre Ali Korkmaz, eski ilçe başkanı gibi değil; Kocaeli Kent Konseyi Başkanı gibi davranıp, o soruyu yanıtsız bırakmakla doğru olanı, yakışanı yaptı.
Aksi halde bulunduğu konuma zarar verirdi. İşte o zaman neden taraflı bir Kocaeli Kent Konseyi Başkanısın diye eleştiri yapılsa, haklı olurlardı.
Ali Korkmaz, Kocaeli Kent Konseyi Başkanlığını bırakıp, AKP’den aday gösterilirse işte o zaman avazı çıktığı kadar “Recep Tayyip Erdoğan” diye bağırabilir.
Ben Ali Korkmaz’ı uzaktan takip eden biriyim. Kendisiyle çok fazla sohbetimiz olmadı.
Bizim camiada daha yakın olduğu isimler elbette vardır. Onların bu haksız durum karşısında neden sesi çıkmadı açıkçası bilemiyorum ama ben bu yersiz eleştiriler karşısında düşüncelerimi paylaşmak istedim.
Siyaset işte böyle bir şey sanırım. Özellikle iktidar partisi AKP’de adam harcamak artık çok kolay hale gelmiş gözüküyor. Adam harcamak için gözü dönenler çoğalıyor, dürüst, samimi şekilde olayları ölçemiyor.